Yarın Daha Farklı
Doğduğumuz günden öleceğimiz ana, üretme güdüsüyle yaşayan insanlar hiç durmadan ve farkında olmadan çalışırlar. Doğuştan geldiğine inandığım bu tükenmez
azim sayesinde yeni, farklı ve eşsiz fikirler bulup hayata geçirirler. Yaşantılarının her anında yeni bir malzeme, yeni bir form veya yeni bir şehir karşılar onları. Bu ‘yeni’
ile yaratabilirler ‘farklı’yı. Dünkinden farklı, başkasından farklı.. Ortaya çıkan bir fikrin veya yeni bir karakterin üzerine giderek onu çeşitlendirmeyi, evriltmeyi veya elimden geldiği kadarıyla tüketmeyi hep sevdim. Hangi parça hangi formda nasıl kompoze edilir veya camın parıldayan renkleri arasına serpiştirilecek geometrik öğelerle biçimsel ifade nasıl desteklenebilir sorularını ‘Yarın Daha Farklı’nın fikirsel yaratım sürecinde kendime sıkça sordum. Sıcak serbest şekillendirme teknikleriyle hayata geçirilen parçaların yaratım süreci boyunca göz ardı ettiğim tek şey, gerçek oranların dikkate alınmasıydı. 2017 senesi öncesinde ortaya çıkan figürlerde kaygım; biçimsel olarak insana benzeyen formlar üretmek ve gerçeklik çizgisini fazla esnetmeden yüzeylerle veya suratlarla oynamaktı. Ancak bu sergi için; ortasından kesilmiş kafalar, aynı vücutta sağ el sol el kavgası etmeyen biçimler ve kafanın gri tonlarını bir sınır gibi tam ortadan bölen kırmızı çizgiler kendini öne attı. Şekillendirdiğim figürlerin suratlarında kendiliğinden ortaya çıkan gülümseme haline uzun zamandır engel olamıyorum. Bu durumu sanırım, ifadesiz bakan bir surattansa gülümseyerek bakan bir surata tercih edişime bağlayabilirim. Gülümsemenin insan üzerindeki olumlu etkilerini biçimsel olarak ortaya koymaya çalıştığım figürlerimde, izleyici ve eser arasında kendiliğinden oluşan bir bağ kurmayı hedefliyorum.
Agah Barış Can AKSAKAL - İstanbul 2017








